Eksik olmasın bir kaç iş arkadaşımızla birlikte, öğlen saatlerini değerlendirmek amacıyla bahçemizin bir kenarında salatalık, domates, biber, altın çilek, kavun, kabak hatta peppino bile yetiştirdik.
Bizim için güzel bir eğlence oldu. Kendi yetiştirip kendimiz yediğimiz sebzelerin de tadı bir başka oluyor elbete. Bu sene doamtese ve salatalığa para vermedik. Tamamen KüçükBahçem'izden karşıladık bu ihtiyacı. Toprak şirketten, su şirketten. (Toprak zaten boş duruyordu ama şirketin suyunu kendi çıkarınız için kullanmışsınız diye düşünenlere cevaben: biz de tuvalete birer kez eksik girmek suretiyle sifon suyundan tasarruf ettik, bu böyle biline !)
Maalesef Eskişehir'de yaz sezonu kısa sürüyor. Üstüne bir de bu sene yaz geç geldi, yağışlar uzun süre kesilmedi. Dolayısı ile fideleri toprağa geç diktik. Şimdi ise artık havalar iyice soğudu. Bağbozumu zamanı geldi KüçükBahçem'izde. İçimiz acıyarak söktük bize bol bol ürün vermiş domatesleri, biberleri, patlıcan bitkilerini...
En uzun kökler altın çileklerde, sımsıkı sarılmış toprağa bırakmıyor...
Son mahsuller...
İlk etapta sadece örtü altındaki domateslere dokunmadık. Bunları sökmek ertesi güne kaldı. Onların da akibeti aynı oldu.
ve günün sezonun sonunda işyerimizdeki KüçükBahçem'iz seneye yeniden fidelerle buluşmak üzere temizlendi, çapalandı, kabartıldı. "İnşallah" seneye bu seneden edindiğimiz tecrübelerle amatör bahçeciliğimize devam...
Meraklısına maceramızın tamamı şu linklerde:
15 Haziran 2011 İşyerindeki KüçükBahçem'iz
02 Temmuz 2011 İşyerindeki KüçükBahçem'izin ilk mahsülleri
27 Temmuz 2011 Hıyarlar İşyerimizdeki KüçükBahçem'izden...
19 Ağustos 2011 Bundan böyle domatesler de işyerimizdeki KüçükBahçem'izden...
11 Eylül 2011 Bayram dönüşü işyerimizdeki KüçükBahçem'iz
Görüşmek umuduyla...