Kene hafif geldi bir akrebi deneyelim...

Sağ el ve sağ ayak bileğimden akrep soktu. Olayın üzerinden yaklaşık 5 saat kadar geçti. Şu an bu satırları yazarken hastanedeyim.

Onlar da bizim şehidimiz...

Çanakkale ile arasında tam 8530 kilometre mesafede yatıyor olsalar da onlar da bizim şehidimizdir. Siz de bir buket sanal çiçek hediye ediniz gönülden gerçek dualarınızla birlikte. Nasıl yapacağınız burada tarif ediliyor.

Kendiniz Yapın: Tenekede Tavuk Pişirme Aparatı

Tenekede tavuk pişirebilmek için kendiniz evde malzemelerle son derece basit ve pratik bir aparat yapabilirsiniz.

Altın Oran ve Kabe

Altın Oran yani “Fi sabiti” 1.618, matematikteki üstün tasarım sayısıdır. Kalp atışlarımızda, DNA sarmallarının en ve boy oranında, kainatın dodecehadron adı verilen özel tasarımında, bitkilerin filotaksi denen yaprak dizilim kurallarında, kar tanesi kristallerinde, pek çok galaksinin spiral yapısında ve sayısız yerde Yaratıcı hep aynı muhteşem sayıyı kullanmıştır. Altın oran sayısı yani 1.618…

Mangal çeşitleri - Akla ziyan tasarımlar

"Yaşasın, mangal sezonu açıldı..." isimli yazı dizimize "Akla Ziyan Mangal Tasarımları" ile devam ediyoruz. Bu yazıda çok enteresan mangal tasarımları ile karşılaşacaksınız. Ya Rab bir zevk uğruna ne mangallar tasarlanıyor...

İyi Bir Tabletten Neler Olur?

Bir tablet bilgisayar evdeki hangi cihazların yerine geçebilir?

demiryolu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
demiryolu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cumhuriyetimizin, unuttuğumuz, unutturulan önemli şahsiyetlerinden Nuri DEMİRAĞ

[Son güncelleme 9 Haziran 2014]
(22 Kasım 2010 tarihinde yazının sonundaki video eklenmiştir.)

Büyük teşebbüslerde muvaffakiyet,
ancak şahsi kusurlardan münezzeh olmakla mümkündür.
Nuri Demirağ

Girişimciliği, çalışkanlığı ve devrinin çok ilerisindeki projeleri sayesinde cumhuriyet devrinin ilk sayılı milyonerleri arasına girmeyi başarmıştır. Bununla birlikte kazanmış olduğu serveti de yine Türkiye’nin sanayisinin kalkınmasında harcamış, pek çok hayır işlerinde kullanmış değerli bir insandır.

Nuri Demirağ hakkında yazılacaklar bir blog sayfasına sığmaz, beni de aşar doğal olarak. Nitekim hâlihazırda birçok da kitap vardır kendisi hakkında.  Ayrıntılı bilgi isteyenler www.nuridemirag.com adresine de başvurabilir.

Geçenlerde basında yer alan “Artık vakti geldi, kendi yolcu uçağımızı yapacağız”, “İlk Türk Uçağı Geliyor” gibi cahilce ve yandaşça atılmış manşetlerden duyduğum müthiş rahatsızlıktan dolayı ilk Türk uçak fabrikası ve uçağı hakkında bir tarama-derleme yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle Nuri Demirağ’ın bu memleket için gerçekleştirdiği ilklerin bazılarını listeleyelim:
  • İlk sigara kâğıdı üretimi
  • Türkiye’de seri üretim yapan ilk uçak fabrikasının kuruluşu
  • İlk Türk yolcu uçağının üretimi
  • İlk yerli paraşüt üretimi
  • Ankara'nın doğusuna ilk demiryolunun yapımı
  • Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk muhalefet partisi olan Milli Kalkınma Partisi’nin kurucusu
  • Karabük’te demir ve çelik fabrikasının kurulması
Proje olarak;
  • Üstünden demiryolu da geçen İstanbul Boğazı üzerine köprüsü yapılması
  • İlk şehir ve köy planlarının hazırlanması
  • Keban’a büyük bir baraj yapılması düşüncelerinin ilk kez gündeme getirilmesi
  • İlk “yap-işlet-devret” modelinin geliştirilmesi

1. Uluslararası Raylı Sistemler Mühendisliği Çalıştayı

TCDD Genel Müdürü Süleyman KARAMAN konuşmasını yaparken

1. Uluslararası Raylı Sistemler Mühendisliği Çalıştayı bugün itibari ile (11 Ekim 2012) Karabük'te Karabük Üniversitesi'nde devam ediyor. Şu anda TCDD Genel Müdürü Sn. Süleyman Karaman açılış konuşmasını yapmakta. Ayrıntılar daha sonra. İzliyoruz...


Çalıştaya Karabük Valisi İzzettin KÜÇÜK, Kastamonu Valisi Erdoğan BEKTAŞ, TCDD Genel Müdürü Süleyman KARAMAN, KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı Mutullah YOLBULAN, KARDEMİR Genel Müdürü Fadıl DEMİREL, İstanbul Ulaşım Genel Müdürü Ömer YILDIZ, TÜLOMSAŞ Genel Müdürü Hayri AVCI ile üniversite ve sektörden konusunda uzman çok sayıda davetli katıldı.

Açılış konuşmasını Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin UYSAL yaptı. Ardından kürsüye gelen Süleyman KARAMAN , "Bölgemizdeki diğer ülkeler bu konuda bizden destek alıyor. Şirket kuruyoruz. Bu şirket o ülkelerde hızlı tren sistemlerini kuracak" dedi ve Karabük'te 'Ray Test İstasyonu' kuracakları müjdesini verdi. Bu test merkezinde yurdumuzda üretilen birçok parçanın testinin yapılacağını ve bu merkez ile çevredeki ülkelere de hizmet vereceklerini ifade etti.
TCDD Genel Müdürü Süleyman KARAMAN ve birlikteki heyet sergiyi incelerken
Üç gün süren çalıştayda;  ray inşaatı, ray üretimi, ray teknolojileri, raylı araçlar, yüksek hızlı trenler, metro ve hafif raylı sistemler, raylı sistem standartları, optimizasyon, titreşim akustik, sinyalizasyon, bakım ve onarım, insan kaynakları ve raylı sistemlerde güvenlik konuları uzmanlarınca tartışıldı.
İstanbul Ulaşım Genel Müdürü Ömer YILDIZ konuşmasını yaparken

TÜLOMSAŞ Genel Müdürü Hayri AVCI konuşmasını yaparken

Hicaz Demiryollarını tanıtan fotoğraf sergisinden..

Sağ alt köşedeki adam İngilizlere ve Araplara göre bir kahraman sayılan, onbinlerce Türk ve Arapın kanına girmiş bir casus olan meşhur Arabistanlı Lawrence. Casus deyince illa ki 007 gibi olması gerekmez. Bölgeyi karıştıran, kendi ülkesinin çıkarları için ne ne gerekiyorsa insanlık, ahlak, etik düşünmeden yapan bir adam işte. Bu adamın çabaları sonucunda binbir güçlükle ve masrafla Osmanlı tarafından yaptırılan Hicaz Demiryolları tahrip edilmiş ve sonrasında da Osmanlı bu bölgeye lojistik sağlayamadığı için bölge elimizden çıkmıştır. Fotoğrafta da yazdığı gibi: "Milletimiz dostunu ve düşmanını iyi tanıdıkça daha büyük işler yapacaktır"

...
Esen kalın.






Eurasia Rail 2012 - Demiryolu Hafif Raylı Sistemler, Altyapı ve Lojistik Fuarı

Demiryolu sektörü bu defa İstanbul'da buluşuyor

İlki geçtiğimiz yıl Anakra'da Altınpark Fuar Merkezinde düzenelenen Eurasia Rail Demiryolu Hafif Raylı Sistemler, Altyapı ve Lojistik Fuarı 08 – 10 Mart 2012 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) düzenlenmekte.

Bu demiryolu fuarına katılım önceki seneye göre 2 kat daha fazla. Bu sene Almanya, İngiltere, Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti’nden milli katılımların da gerçekleşeceği fuara 25’den fazla ülke katılım sağlıyor.
Türkiye'den de devlet kurumları olarak TCDD (Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları), TÜVASAŞ (Türkiye Vagon Sanayi), TÜLOMSAŞ (Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi) ve TÜDEMSAŞ (Türkiye Demiryolu Makine Sanayi) firmaları fuarın resmi  destekleyicileri durumundalar.
Fuarın fuaye alanından bir görüntü

Fuarda standı bulunan yabancı firmalar arasında CAF, Hyundai Rotem, Siemens, Alstom, Vossloh, Plasser Theurer, Voith, Arcelor Mittal, Schnieder, ZF, Knorr Bremse gibi sektörün önde gelen devleri de bulunmakta.

Fuarın açılışı Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sn. Binali Yıldırım, Bulgaristan Ulaştırma Bakanı Ivaylo Moskoski ve TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman tarafından yerli ve yabancı sektör temsilcileriyle birlikte yapıldı.

Fuar hakkında ayrıntılı bilgiyi resmi sitesinden alabilirsiniz: http://www.eurasiarail.eu

Fuarda en çok ilgi gören stantlardan Durmazlar'ın standında sergilenen yerli  üretim tramvay


Sn. Binali YILDIRIM açılıştan sonra fuardan ayrılırken

Biz tam da fuar merkezine girmek üzereyken büyük bir kalabalığın üstümüze doğru geldiğini görünce kenara kaçmak zorunda kaldık. Tecrübelerimden edindiğime göre protokol geliyordu. Tam da tahmin ettiğim gibi  Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı  Binali Yıldırım açılış konuşmasını yapmış, hızlı bir fuar alanı gezisinden sonra başka bir programına yetişmek üzere fuar alanından ayrılıyordu. Fotoğrafta eğer dikkatli bakarsanız odaktaki kişinin o olduğunu fark edebilirsiniz.

Bu manzarayı yaşayınca aklıma geçtiğimiz aylarda Prag'da katılmış olduğum  bir kongre geldi. Akşam resepsiyona katılmak üzere Prag valisinin rezidansının girişinde kabanımı çıkartırken birisine hafifçe çarptım. Ben ondan o da benden özür diledi kibarca. Gençten birisi, benden olsun olsun  üç dört yaş büyük, sıradan birisi işte. O da vestiyerin önünde tek başına dikilmiş paltosunu teslim etmek üzere sırada bekliyordu. Daha sonra anladım ki adam Çek Cumhuriyeti'nin Ulaştırma Bakanı'ymış. Çeklerin Ulaştırma Bakanı olsa kaç yazar dedim, aynı günün sabahında başbakanlarını da gördük. Yanında sadece 2 - 3 kişiyle geldi, ne koruma var, ne basın ordusu ne de şakşakçılar. Geldi, panelistlerin yanında ayrılmış yerine oturdu, sırası gelince konuşmasını yaptı tekrar yerine geçti. Vakti gelince de kalktı gitti.

Bizim bakanımız, bizim başbakanımızla onlar bir mi? Bir kere bakan olduğu etrafındaki kalabalıktan belli olacak! Hele hele başbakan bir salona girdiğinde (iki sene önceki IDEF'ten bilirim) bizi bizim standımızdan kovmuşlardı çünkü bize yer kalmamıştı ve güvenlik nedeniyle...

Fakaat yine aynı IDEF'te Cumhurbaşkanının bir metre önündeydim. Gazetecilerin bile önünde. Tecrübe işte, nerede duracağını tahmin edip yerimi aldım sonra da santim bile kıpırdamadım. Cumhurbaşkanı Türk İnsansız Hava Aracı TİHA'yı nam-ı diğer ANKA'yı basına tanıtırken en öndeydim.

Her neyse bu konu farklı bir konu. Efeniiiim işte bir Eurasisa Rail daha böyle geçti benim açımdan. Fuar şu anda halen devam etmekte ve yarın da (10 Mart 2012) halk günü. Fuarı ziyaret etmek, sektör temsilcileri ile tanışmak istiyorsanız hala şansınız var.

09.03.2012 / Eskişehir



4. ArGe Proje Pazarı İzlenimlerim

Eskişehir ili inovasyon Stratejileri için Kapasite Oluşturma Projesi, kısa adıyla ESINKAP tarafından organize edilen 4. ArGe Proje Pazarı icin Eskisehir Anemon Oteldeyiz. An itibari ile ESO Baskanı Sn. Savas ÖZAYDEMİR acılıs konusmasını yapmakta. Dınlıyoruz. Gelısmeler az sonra...

İşte geldi...

Eskişehir İli İnovasyon Staretejileri için Kapasite Oluşturma Projesi (ESİNKAP) 4. Ar-Ge Proje Pazarı etkinliği, Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ve Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı(BEBKA) ortaklığında Anemon Otel’de gerçekleştirildi.

 Eskişehir Sanayi Merkezi (SANGEM)’in organize ettiği Proje Pazarı, TÜBİTAK ve TTGV tarafından desteklenmektedir. 

Etkinliğe Vali Dr. Kadir Koçdemir, BEBKA Yönetim Kurulu Başkanı ve Bilecik Valisi Halil İbrahim Akpınar, Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yrd. Talat Aydın, Vali Yardımcıları Nurettin Yücel ve Dr. Ömer Faruk Günay, Tepebaşı Kaymakamı Dr. Necdet Türker,  ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, TTGV Genel Sekreteri Dr. A. Mete Çakmakçı,  Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Savaş Özaydemir, çok sayıda kurum ve kuruluşların üst düzey yöneticileri, başta Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) ve Anadolu Üniversitesinden (AÜ) olmak kaydıyla çok sayıda akademisyen ve sanayiciler katıldı.

Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Savaş ÖZAYDEMİR
BEBKA Yönetim Kurulu Başkanı ve Bilecik Valisi Halil İbrahim AKPINAR

Eskişehir Valisi Dr. Kadir KOÇDEMİR

Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yrd. Talat AYDIN
Bu sene yoğun başvurudan dolayı iki bölüm olarak geçekleştirilecek olan etkinliğin bu oturumunun konusu; Raylı Sistemler, Havacılık ve Otomotiv başlıklarını kapsayan “Ulaşım Sistemleri” oldu.  Son yıllarda ulaşım sektöründe yakalanan ivmenin, il sanayine olan katkısının sürdürülebilir olmasını amaçlayan bu etkinliğin temel amacı; yüksek katma değerli üretim yapabilmektir.


4. ArGe Proje Pazarından izlenimlerim: 

KTÜ 'nün MagLev (Magnetik Levitataion) demosu
Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden Prof.Dr.Ekrem YANMAZ'ın sunduğu Maglev (Magnetik Levitataion) uygulaması proje pazarının en ilginç ve dikkat çekici projelerindendi. Aşırı soğutularak süper iletken haline getirilen mıknatısın zemindeki süper mıknatısların üzerinde sanki bir sihirle havada yüzüyormuşçasına sıfır sürtünme ile hareket etmesi ilginç bir gösteri oldu. Belki hatırlarsınız Prof.Dr. Ekrem YANMAZ ve ekibinin bu projesi bir kaç ay önce "Trabzon'da oyuncak tren kalmadı" başlığı ile medyada geniş yer bulmuştu. (TIKLAYINIZ)

Fotoğraf Hürriyet Gazetesinin ilgili haberinden

Videosu aşağıda: (çalışmazsa şu linkte: http://www.youtube.com/watch?v=5-OSjhwGdjM)



ESINKAP Proje Pazarlarının renkli simalarından ve demirbaş katılımcılarından "Mucit İrfan" lakaplı Emekli İrfan GENÇER de proje fikirlerini burada sunma imkanı buldu. Kendisini çalışmalarından ve proje fikirlerini paylaşma ve sunmadaki medeni cesaretinden dolayı tebrik ediyorum. Kendisine ait web sayfası da şurada: http://mucitirfan.azbuz.com/

Proje Pazarlarının Daimi Katılımcılarından "Mucit" İrfan GENÇER

Dördüncüsü gerçekleştirilen proje pazarlarının bir diğer renkli ismi ve her zaman en az 6-7 proje sunumu gerçekleştiren Sn. Basri KÖSELER bu sene etkinlikte değildi. Gözlerimiz kendisini aradı, umarım herhangi bir problemi, sağlığında herhangi bir sorunu yoktur, heyecanından ve enerjisinden  de bir şeyler kaybetmemiştir.

---o--- ---o--- ---o---

Bu seneki etkinlikle ilgili olarak bir de küçük eleştirim olacak. Daha önce, projelerin sergilendiği gerçek bir pazar olan etkinlik bu sefer biraz sempozyum/seminer havasındaydı. Kurum, kuruluş ve özel şirketlerin sunularında kendi reklamları da bir hayli uzundu. Artık bu tür etkinliklerde kurum kurum ve kuruluşların defalarca dinlediğimiz sunularındaki reklam faslının hiç olmazsa Proje Pazarı'nın ruhuna uygun olarak biraz daha kısa olması  iyi olurdu. Çünkü proje pazarında bir proje ya da fikir sunulmalı; bu proje ve fikir için destek aranmalıdır kanımca. Projenin eksik olan tasarım/imalat kısmı için ortak-destek, maddi olarak sermaye ya da finansal ortak aranmalı. Sermayesi olanlar, imalat altyapısı olanlar projede gelecek görüyorlarsa talip olmalıdır. Bu sefer, özellikle akademik sunular son derece ağırdı. Detay formüllere, akademik terimlere gerek yoktu. Çünkü dinleyicilerin o formüllerle ve tekniklerle ilgili herhangi bir beklentisi yok ki! Firmaların sunuşlarındaki teknik ayrıntılara da gerek yoktu. Doğrudan proje anlatılsa, burada bulunmakla ne hedefleniyorsa o aktarılsa daha iyi olurdu. ( Sermaye, tasarım, imalat, iş gücü, pazar, alım-satım, tanıtım, teşvik, vs)

Özellikle büyük kurum ve kuruluşların sunuş için kürsüde değil de  "Ağır Abi" olarak dinleyici koltuklarında oturuyor olması daha uygun olacaktır. Bu pazarın özellikle de KOBİ'ler, Teknokent firmaları için bir fırsat olduğu hem büyükler hem de KOBİ'lerce  göz ardı edilmemelidir.

Şahsi fikrimce bundan sonraki Proje Pazarları da böyle devam ederse maalesef diğer sempozyumlardan farkı kalmayacaktır ve diğer tüm etkinlikler içerisinde farklı bir yere sahip olan ESINKAP Proje Pazarları amacından saptığı için etkisini ve cazibesini kaybedecektir.

Selam ve saygılarımla.



Makinist Yemeği

Bir demiryolu emekçisi Sn. Ahmet TUĞRAL'ın nezdinde tüm makinistlere selamlarımla...


Ne zamandır trenle seyahat etmemiştim, tren sevdalılarının tabiri ile "trenim gelmişti". Şu anda, bu satırları yazarken şu an 6:45 Yüksek Hızlı Treni ile Eskişehir'den Ankara'ya doğru gitmekteyim. Bu soğuk Ocak sabahında, yaklaşık 250 km/sa hız ile seyretmekteyken dışarı baktığımda görebildiğim sadece sis. 


Dışarıyı seyrederken aklıma eskiden lokomotiflerde yaptığım tren seyahatlerim geldi. Bir zamanlar (ben de artık bir zamanlar lafını çok kullanmaya başladım. Yaş 35'i geçti diye midir ne?) daha sonradan Teknoloji Büyük Ödülü'nü de alacak bir projede çalışırken projenin Ar-Ge (Araştırma Geliştirme) aşamalarında çok defa lokomotifle seyahat etme şansına sahip olmuştum. "Şansını" derken zannetmeyin ki lokomotif ortamı çok konforlu,  pilot köşkü gibi de havalı. O daracık ortamın sıcaklığını, uzun yolculuklardaki keyfine doyum olmayan muhabbetleri, makinist çayının lezzetini bilen neden şans dediğimi anlayacaktır. Yoksa daracık, kışın soğuk, yazın sıcak, gürültülü ve bol sarsıntılı hepsinden önemlisi yüzlerce yolcuyu taşımanın verdiği sorumluluğun stresi her santimetrekaresine işlemiş markizde seyahat etmek herkesin tercih edeceği bir şey değildir.

Makinist A.TUĞRAL kazana kömür atmaya ara vermiş yemeğini yerken.. Çayının demliği, sefer tasının hemen üstündeki dumandan kararmış matara.
Şimdi bir depoda emekliliğini yaşayan buharlı lokomotiflerden birisinin ocağı(Sn. Ali AKSIN'ın izniyle)

Makinist çayı dedik az önce; lezzetlidir, içmesi bambaşka bir keyiftir. Namı demiryolunun uğramadığı yerlere de ulaşmıştır. O uzun yolda sadece baş makinist ve yardımcı makinistten oluşan lokomotif halkının en önemli yol arkadaşlarındandır. Makinistler yol üzerinde hangi çeşmenin çayının güzel olduğunu bilirler suyu oradan alırlar. O çay hiç eksik olmaz markizde. Bismillah deyip de makinenin koltuğuna oturduğunda ilk yaptığı işlerden biridir çay suyunu koymak bir makinistin. Sanılmasın ki çay için bir de yanlarında tüp taşıyorlar, lokomotiflerde sırf bu iş için birer çay ocağı vardır. Zaten makinistlerin tek lüksü de budur lokomotifte. Yanlarında tüp taşımasalar da çay, şeker ve bardak taşırlar. Mutlaka da yanlarında yedeği vardır olur da benim gibi bir misafirleri gelir diye. Yardımcı makinistin en önemli görevlerinden birisidir çayı demlemek, her daim hazır bulundurmak ve baş makinistine çay servisi yapmak. Bu iş gocunulacak bir görev değildir aksine bir onurdur. Sadece baş makinistine değil misafirlerine de bu hizmeti yapmaktan hiç gocunmazlar. Yüzlerce kez lokomotifte gittim geldim, bir kez bardağımı yıkadığımı hatırlamıyorum. Yıkatmazlar. Çayı demlemek, bardaklara doldurmak, şekerini atıp karıştırmak, servisini yapmak, boşu geri almak ve yıkamak o işin bütünüdür. Size sadece çayı içmek kalır; hani derler ya bardağı da ağzımıza tutacaklar neredeyse... İşte böyledir markizin ortamı. Trenle normal bir yolcu olarak vagonda, koltuğunda oturan bilmez bunları. Trenin en önünde gitmek demiryolunun sağını ve solunu değil de önünü görmek bambaşka bir keyiftir. Aynı zamanda son derece de riskli bir iştir. O kadar yola gittim yine de her hemzemin geçitte yüreğim ağzıma gelir acaba aracın biri sabredemeyip de bariyerlerin arasından demiryoluna çıkacak mı diye. Çünkü böyle bir durumda trenin durma şansı yoktur. Sonra okursunuz gazetelerde tren otomobile çarptı diye, sanki tren otomobilin yoluna çıkmış da gidip vurmuş gibi...

Aşçılık yeteneği özellikle de nefis salataları ile bilinen bir başka demiryolu emektarı makinist Ayhan KILCI

Peki makinist çayını duydunuz ya da şimdi okudunuz da hiç "Makinist Yemeği"ni duydunuz mu? Hadi biraz zihninizi yoklayın, hiç düşündünüz mü bu adamlar lokomotifte ne yer ne içer diye. Hadi biz yolcular restorant vagonuna oturup istediğimizi yiyebiliriz de gecesi gündüzü belli olmayan, "yarım saat ihtiyaç molası" verme fırsatı olmayan makinistler bu ve benzeri doğal işleri nasıl hallederler? Ben söyleyeyim madem.

Makinistlerin çayı kadar olmasa da meşhur birer de çantaları vardır. O çantalarda demliği, bardağı, çayı-şekeri, kaşığı-çatalı, misafirhanede kalacağı için geceliği, tıraş takımları gibi kişisel eşyalarının yanında bir de sefer tasında (ya da benzeri kaplarda) yiyecekleri vardır, muhtemelen her yola çıkarken olduğu gibi eşleri tarafından hazırlanan. Bu alicenap insanlar yemeğini de paylaşmaktan hiç tereddüt etmezler misafirleri ile. Öyle olsa yanlarında fazladan çatal kaşık taşırlar mı zaten?

Sadece kendileri ve misafirleri için değil geçtikleri ıssız doğadaki canlılar için de yiyecek taşırlar. Bir gün elinde 6-7 tane ekmekle çıkagelen bir makiniste "-Amma da oburmuşsun, nasıl yiyeceksin o kadar ekmeği?" diye sorduğumda yanıt vermemişti. Daha sonra, Balıkesir-Bandırma arasında (Savaştepe-Soğucak tarafları olsa gerek) dağın tepesinde kimsenin geçmediği ve geçemeyeceği yerlerdeyken o ekmekleri camdan parça parça dışarı attığında anlamıştım. Tabi ya dünyada sadece biz insanlar yokuz ki, başka canlılar da var yaşam mücadelesi veren. Onları da düşünmek lazım. Benim hiç aklıma gelmemişti ama yıllarca gece gündüz o yollardan gide gele her metresini adım adım bilen makinistlerin dostudur oradaki canlılar. Eminim dağdaki birçok hayvan trenin hangi saatte geçeceğini bile öğrenmiştir de artık kendisini ona göre hazırlıyordur rızkımız çıkar mı acaba bu trenden diye.

Bir başka demiryolu emektarı makinist Adnan Veli DEMİRÇINIK kurdu kuşu beslerken
...

Neyse Sincan'ı da geçtik 5-10 dakika kaldı Ankara Gar'a. Benim için de iyi oldu bu kısa yolculuk. Hem tren yolculuğunu özlemiştim; hem de çoktandır aklımda olanı yazmış oldum. Benim için bir gönül borcuydu "makinist yemeği"ni yazmak.
...

Notepad++'ı kapatmadan; lokomotife öyle her önüne gelen çıkamaz ha, özel izin lazımdır. Markizde bulunmak hem kişinin kendisi açısından, hem makinist hem de trendeki yük ve yolcuların güvenliği açısından bir risktir. Benim de TCDD'de adıma verilmiş özel iznim olduğu için, görevim gereği çıkabiliyordum makineye.

Bazen lokomotif bazen makine dedim yazımda. Demiryolcular makine derler. Benim burada bahsettiğim makineler kırküçbinlikler (43000, TOSHIBA), otuzüçbinlikler (33000), yirmidörtbinlikler ve yirmiikibinlikler (24000, 22000). Yüksek Hızlı Tren'in de markizinde çok seyahat ettim. Onlar farklı, YHT'lerde makinistin çayını hostesler getiriyor, yemeğini zaten acıkmaya bile fırsatı olmadan vardığı istasyonda yiyor. Amma ve lakin gel gör ki YHT'nin çayı demleme değil poşet çay...


Yolunuz açık olsun...

TransNEW, Transport Research Opportunities Workshop South Balkan and Mediterranean


TransNEW, Transport Research Opportunities Workshop South Balkan and Mediterranean, Bucharest, Romania
23 September 2011, Anghel Saligny Hall, AGIR, Calea Victoriei 118

Türkçesi TransNEW - Güney Balkan ve Akdeniz Ülkeleri Araştırma Fırsatları Çalıştayı
Su anda Romanya'nın başkenti Bükreş'te devam ediyor. Tarihi bir bina olan AGIR binasının Anghel Saligny Salonunda düzenleniyor.


Ayrıntılı bilgi için www.transnew.eu

Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.

Eurasia Rail Turkey 2011


Ankara Altınpark'da Eurasia Rail Turkey fuarı düzenlenmekte. 2 - 5 mart 2011 tarihleri arasında devam edecek. Çalışmakta olduğum firma demiryolları konusunda Türkiye'de önemli bir yere sahip. Bu nedenle biz de buradayız. Standımıza bekleriz. Şu anda blogumdan canlı yayındayız. Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım açılış konuşması yapıyor tam şu anda. Öncesinde TCDD Genel Müdürü Sayın Süleyman Karaman bizlere Türkiye demiryolları hakkında genel bir bilgi vedi.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım konuşmasında, ''Kim gelirse gelsin demiryollarındaki bu kalkınma hamlesini, bu büyük projeyi durduramaz. Çünkü artık hızlı tren yol aldı, gidiyor. Eskişehir'i geçti, İstanbul'a, Konya'ya, Sivas'a doğru gidiyor, Erzincan'a, Kars'a doğru gidecek'',

''Demiryollarını ayağa kaldırmaya azmettik, karar verdik. Bu yoldan artık bizi kimse döndüremez. Kim gelirse gelsin demiryollarındaki bu kalkınma hamlesini, bu büyük projeyi durduramaz.” dedi.

Hazır bakanım da buradayken şu blogspot yasağını da sorsam mı acaba? Malum internet de ulaştırma bakanlığının kapsamında. Esen kalın.

Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.

Hızlı tren projelerinin Eskişehir ulaşımına ve gelişimine etkileri


Güzel Eskişehir'imizin yerel yöneticileri ile TCDD ve TULOMSAS in yöneticileri, ESOGU ve İTÜ'nun hocaları bugün, inşaat mühendisleri odasının misafiri olarak, Eskişehir'de bulunuyorlar. Hızlı tren projelerinin Eskişehir ulaşımına ve gelişimine etkileri isimli panelde bulunuyoruz. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Yılmaz Büyükersen ve Ulaştırma Bakanı Danışmanı Prof.Dr. Mustafa Karasahin hocalar panelistlerden. Mustafa hocam genel olarak yüksek hızlı trenler ve hatları hakkında bilgi verdi. Şu anda da Yılmaz hocam Eskişehir'in, özellikle de demiryollarının gelişimi ve geleceği hakkında değerli bilgiler veriyor. (İnternette ilk kez benden duydunuz. Bizi izlemeye devam ediniz.) esen kalın
Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.

Innotrans 2010

Innotrans 2010
International Trade Fair for Transport Technology - Innovative Components, Vehicles, Systems -

Her iki senede bir Berlin'de; Messe Berlin Fuar alanında düzenlenen Innotrans 2010 Uluslararası Ulaşım Teknolojileri fuarına bu sene de çalışmakta olduğum firmayla birlikte 3. kez katıldım. Fuarın yapıldığı yer devasa bir yer. Bu sene 21-24 Eylül tarihleri arasında düzenlenen bu fuarı 4 günde tamamen gezmek mümkün değil. 2000 civarında katılımcı firma var. Hızlı bir tur atıp firmalar ve ürünler hakkında fikir sahibi olmak isterseniz belki yetiştirirsiniz. Fuar alanının büyüklüğünü hemen yanındaki futbol sahası ile kıyaslayarak anlayabilirsiniz.



Messe Berlin Fuar Alanı

Fuar "transportation" yani ulaştırma üzerine. Fakat adamlar bizdekinin aksine ulaştırma deyince daha çok demiryolunu anladıkları için katılımcı firmaların neredeyese tamamı demiryolu üzerine çalışan firmalar.

Marmaray

UIC Kongresi bugün öğleden sonra marmaray tüneli gezisi ile devam ediyor. Burası tünelin Üsküdar girişi yerin yaklaşık 25 metre aşağısı. Türk olduğumuzu yine inkar etmedik. Yetkililerin tüm uyarılarına; tehlikeli ve yasak olmasına rağmen yine de "bize bir şey olmaz" diyerek baretsiz olarak indik inşaat sahasına. Yabancılardan bir kişi bile baretsiz girmedi, bu adamlar adam olmaz. Halbuki biz sıramızı ve baretimizi beklemeyerek işleri hızlandırdık; bir şeycik de olmadı...
Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.

Boğazda tekne turu

6. UIC demiryolu güvenliği kongresinin ilk günü tamamlandı. Hem günün yorgunluğunu atmak hem de yabancı konuklara güzel bir akşam yemeği ortamı yaşatmak için en güzel seçeneklerden birisi olan tekneyle boğaz turundayız. Kalabalık bir grup halinde TCDD nin ve UIC nin misafiriyiz. Sheratonun hemen yanındaki marinadan hareketle sahil boyunca güzel bir gezinin ardından tarihi yarımadanın karşısında mola verdik.



Teknede önce TCDD genel müdürü sayın Süleyman Karaman bir hoş geldin konuşması yaptı. Ardından UIC başkanı konuştu. Bu konuşmalar çatal kasık sesleri arasında pek duyulmadı ama güzel bir konuşma oldu çünkü çok kısa sürdü...

Durakladığımız sarayburnu açıklarından, özellikle yabancı konuklar ayasofya ve sultanâhmetin eşsiz manzarasını bol bol fotoğrafladılar.

Sonra biz yemeğimizi yerken teknemiz haydarpaşaya yanaştı. Burada bir saatlik mola verdik. Başta Türk ekibi olmak üzere bir kaç ülkenin folklor ekibinin gösterilerini izliyoruz şu anda. Gerçi ben şimdi Haydarpaşa garının önündeki banklarda, ciseleyen yağmur altında oturmakta bir yandan kadıköyün ışıltılı manzarasını izliyor bir yandan da bu yazıyı yazıyorum. Kongre ile ilgili en sıcak bilgiler şimdilik bunlar. Esen kalın...


Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.

6. UIC Demiryolu Güvenliği Kongresi

6. UIC demiryolu güvenliği Kongresi bu sene istanbul bakırköy sheraton otelde düzenleniyor. Az önce açılış konuşmaları vardı şu anda da ulaştırma bakanımız sayın Binalı Yıldırım telekonferans ile kongrede konuşma yapıyor. İnternette ilk benden okudunuz. Esen kalın...
Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.


Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-