Kene hafif geldi bir akrebi deneyelim...

Sağ el ve sağ ayak bileğimden akrep soktu. Olayın üzerinden yaklaşık 5 saat kadar geçti. Şu an bu satırları yazarken hastanedeyim.

Onlar da bizim şehidimiz...

Çanakkale ile arasında tam 8530 kilometre mesafede yatıyor olsalar da onlar da bizim şehidimizdir. Siz de bir buket sanal çiçek hediye ediniz gönülden gerçek dualarınızla birlikte. Nasıl yapacağınız burada tarif ediliyor.

Kendiniz Yapın: Tenekede Tavuk Pişirme Aparatı

Tenekede tavuk pişirebilmek için kendiniz evde malzemelerle son derece basit ve pratik bir aparat yapabilirsiniz.

Altın Oran ve Kabe

Altın Oran yani “Fi sabiti” 1.618, matematikteki üstün tasarım sayısıdır. Kalp atışlarımızda, DNA sarmallarının en ve boy oranında, kainatın dodecehadron adı verilen özel tasarımında, bitkilerin filotaksi denen yaprak dizilim kurallarında, kar tanesi kristallerinde, pek çok galaksinin spiral yapısında ve sayısız yerde Yaratıcı hep aynı muhteşem sayıyı kullanmıştır. Altın oran sayısı yani 1.618…

Mangal çeşitleri - Akla ziyan tasarımlar

"Yaşasın, mangal sezonu açıldı..." isimli yazı dizimize "Akla Ziyan Mangal Tasarımları" ile devam ediyoruz. Bu yazıda çok enteresan mangal tasarımları ile karşılaşacaksınız. Ya Rab bir zevk uğruna ne mangallar tasarlanıyor...

İyi Bir Tabletten Neler Olur?

Bir tablet bilgisayar evdeki hangi cihazların yerine geçebilir?

gültepe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gültepe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Karlı bir günde İstanbul yolculuğu maceramız


Karlı bir günde İstanbul yolculuğu maceramız

İşimiz gereği bir toplantıya katılmak üzere Eskişehir'den 8:00'da hareket ettik. Toplantımız Avcılar - Ambarlı taraflarında saat 13:00'da olacaktı. Normal koşullarda rahatlıkla yetişeceğimizi planlıyorduk ama diğer yandan bugünün normal koşullar altında olmadığını da biliyorduk. Günlerdir yerden kalkmadığı gibi yağışı da devam eden kar ve sıfırın altındaki sıcaklık şartlarında çıkmıştık yola.


Çok hızlı gidemesek de yine de planladığımız saatte varabilecek gibi gibiydik; ta ki Gültepe Tüneli'ne gelen kadar. Tünele girdikten yaklaşık 50-60 m kadar sonra durmak zorunda kaldık. Arkamızdan gelmekte olan araçlar da hemen arkamıza dizilmeye başladılar. Bir trafik kazası olma ihtimali yüksekti fakat yeni mi olmuştu, ne kadar önümüzde olmuştu bilmiyorduk. Malum yollarımız duble! ama bizim sistemlerimiz ve teknolojimiz o kadar ileri değil...
Gültepe Tüneli
Tünel girişinde bekleyen araçlar

Tünel radyosu var sözde ama orada da bilgi yok. Hemen hemen tüm kanalları bastırıp yayın yapıyorlar ama otomatiğe bağlanmış "bilmem ne tünellerindesiniz farlarınızı yakınız, hızlı gitmeyiniz" anonsundan başka bir şey yok.

Neyseki en azından internete erişim şansımız vardı. Alman malı, Çin üretimi olan netboookuma yine Çin malı olan VINN'ı takıp, adı da kendi de kısmen TURK olan bir GSM şebekesi sayesinde internete bağlandım. Haberleri taradım, Karayollarının(KGM) ana sayfasına baktım bir bilgi bulamadım. KGM'nin sayfasında en son 2 ay kadar önce güncellenmiş olan tamir-bakım çalışmalarına dikkat çekiliyordu o kadar. Face'den bir mesaj atarak konumumu bildirip bir bilgisi olan var mı diye sorduğumda da o an itibari ile net bilgiler alamadım. Fakat hiç olmazsa 159 numaralı telefondan bilgi alabileceğimi öğrenmiştim bu sayede. Aradığımızda çok şaşırtıcı bir şekilde fazla da beklemeden açılan telefonun diğer ucundaki görevliden TEM'in bize göre epey ilerisinde bulunan Tütünçiftlik Mahallesi civarında saat 8:30 itibari ile çok sayıda aracın karıştığı bir zincirleme kaza olduğunu, kurtarma çalışmalarının devam ettiğini ve trafiğin sınırlı olarak devam ettiğini söylediler.

Şöyle hızlıca bir hesap yapalım. Kazanın olduğu yerle bizim bulunduğumuz yer arasında yaklaşık 10-11 km yol var. Kaza 8:30'da oluyor. Biz çok yavaş akmakta olan yaklaşık 10-11 Km'lik ve 3 şeritlik araç kuyruğunun sonuna saat 11:30 sularında varıyoruz. 1.5 saat hiç kıpırdamadan burada bekledik sonra diğer tünele (Korutepe) kadar toplasanız 1 km bile tutmaz ilerleyip yine bekledik. Toplam bekleme süremiz 2.5 saat kadar. Bu hesaba göre bizden sonra da yaklaşık 7-8 km kuyruk olmuştur. Her bir aracın ortalama uzunluğuna 5 m deseniz o anda yolda bekleyen 8 - 10 bin araçtan ve onbinlerce insandan bahsediyoruz. Kuyruktaki araçların çoğu da tır ya da kamyondu ayrıca. Yollardaki tırların çok olması üretimin çok olduğuna, ekonominin iyi olduğuna işaret derler fakat kazalara da en çok karışanlar yine bu araçlardır. Keşke demiryollarımız daha yaygın olsaydı da özellikle de yük taşımacılığı demiryolları ile yapılsaydı. (Ben çok konuşmayayım, duble yollara toz kondurmayayım ne olur ne olmaz. Demiryolları komünist işidir, komünistler hep kötüdür, tu kakadır!!!) Bir zamanlar, daha gençken, zamanın bayan başbakanı "-Avrupa'nın en büyük tır filosu Türkiye'de" dediğinde nasıl gururlandığımı hatırlıyorum. Toyluk, cahillik işte. Nerden bileyim adamların tır çöplüğü olduğumuzu. Adamlar taşımacılığı trenlerle, gemilerle yapıyor bize de tırları tavsiye ediyorlar. Ne güzel iş...


Neyse dönelim biz kendi konumuza burada önemli olan bu veriler değil bence. Önemli olan kazanın üstünden 4 - 5 saat geçmesine rağmen ne yolda ne de başka bir yerde herhangi bir uyarının bulunmaması. Yolun uygun bir yerinde önceden tünelin ve yolun kapalı olduğuna dair bir işaret olsa yola devam etmez alternatif bir çıkış arardık. Yüzlerce - binlerce insan haberi olmadığı için gelip gelip tünelin içinde takıldı saatlerce. Geri dönebilme şansımız da yok. Ya o anda tünelde bir yangın çıksa, acil bir hastalık durumu olsa, deprem olsa ne olacak? Amaaan bize bir şey olmaz değil mi?

Hiç bir sıkıntımız olmasa bile niçin ve daha ne kadar süreceğini bilmeden beklemek insanı müthiş huzursuz ediyor. Bu sıkıntıdan dolayı tünel içinde biraz yürüdüm. Grafiti yeteneği bana göre çok daha fazla olan yol arkadaşım çamurla kaplanmış tünelin duvarlarına günün anlam ve önemine istinaden resimler yapıp isimlerimizi yazdı.

Gültepe Tüneli Hatırası
(isimlerimizi fotoğraftan sildim ama tünelde duruyordur hala)

Meğerse tünelde bir de anons sistemi varmış. Bunu bizim arkadaş grafiti işini ilerletmeye başlayınca -artık nasıl gördülerse- sanırım bizi kibarca uyarmak için "Lütfen araçlarınıza bininiz" diye yapılan anonsdan anladık. E be güzel kardeşim madem böyle bir sistem vardı da niye en ufak bir bilgi vermediniz saatlerdir. Deseydiniz ya yolda kaza var, birazdan trafik açılacak diye. Bu kalıp laf bile insanı rahatlatırdı.

Biz hemen otomobilimize bindik. 10-15 dakika kadar sonra az da olsa hareket ettik ama bu sefer de diğer tünelde kaldık. Bir müddet de burada bekledikten sonra Çınarlıdere Viyadüğüne kadar ilerlemiştik ki bir yarım saat kadar da burada beklemek zorunda kaldık. Bizim şansımıza mıdır daha önce de bu viyadükte 2 saat kadar mahsur kalmıştık. Herhalde yolun ilerisinde trafikte kör ya da kara nokta diye tabir edilen bir bölge var. Yağışlı havalarda hep de burada kaza oluyor ve trafik buraya kadar sıkışıyor.

Çınarlıdere Viyadüğü

Derken derken yol açıldı ve biz hareket ettik. Kazanın olduğu bölgeyi temizlemişler araçları kaldırmışlar. Akşam öğrendiğime göre otuzdan fazla yaralı ve 1 de ölen varmış. Allah'tan ölen(ler)e rahmet kalanlarına sabır, yaralılara da acil şifalar dilerim.

Biz 4 saat kadar gecikmeli de olsa toplantı gideceğimiz yere vardık. Toplantımızı yaptık ve gece geç saatlerde yine kötü yol koşullarında ama bu sefer takılmadan Eskişhir'e evimize dönebildik. Sakarya'dan sonra Bilecik'e doğru gelirken Marmara Bölgesinden İç Anadolu Bölgesine geçince iklim birden bire değişiyor. Sıcaklık +2 +3 derecelerden -4 -6 'lara kadar düştü. Özellikle de Bozüyük'ten sonra kar yağışı ve daha önemlisi yoldaki buzlanma arttı. Yol boyuna kumlama/tuzlama gibi bir çalışma da pek göremedik. Tüm bu gidiş gelişimiz sırasında sadece bir - iki defa rastladım kar temizleme ve tuzlama araçlarına. Bizler de yollar da Allah'a emanet geldik çok şükür evimize.

Bu hava şartlarında yola çıkmak zorunda kalanların Allah yardımcısı olsun, yolu açık olsun.

3 Mart 2012 / Eskişehir (Sıcacık ofisimden)


Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-