Kene hafif geldi bir akrebi deneyelim...

Sağ el ve sağ ayak bileğimden akrep soktu. Olayın üzerinden yaklaşık 5 saat kadar geçti. Şu an bu satırları yazarken hastanedeyim.

Onlar da bizim şehidimiz...

Çanakkale ile arasında tam 8530 kilometre mesafede yatıyor olsalar da onlar da bizim şehidimizdir. Siz de bir buket sanal çiçek hediye ediniz gönülden gerçek dualarınızla birlikte. Nasıl yapacağınız burada tarif ediliyor.

Kendiniz Yapın: Tenekede Tavuk Pişirme Aparatı

Tenekede tavuk pişirebilmek için kendiniz evde malzemelerle son derece basit ve pratik bir aparat yapabilirsiniz.

Altın Oran ve Kabe

Altın Oran yani “Fi sabiti” 1.618, matematikteki üstün tasarım sayısıdır. Kalp atışlarımızda, DNA sarmallarının en ve boy oranında, kainatın dodecehadron adı verilen özel tasarımında, bitkilerin filotaksi denen yaprak dizilim kurallarında, kar tanesi kristallerinde, pek çok galaksinin spiral yapısında ve sayısız yerde Yaratıcı hep aynı muhteşem sayıyı kullanmıştır. Altın oran sayısı yani 1.618…

Mangal çeşitleri - Akla ziyan tasarımlar

"Yaşasın, mangal sezonu açıldı..." isimli yazı dizimize "Akla Ziyan Mangal Tasarımları" ile devam ediyoruz. Bu yazıda çok enteresan mangal tasarımları ile karşılaşacaksınız. Ya Rab bir zevk uğruna ne mangallar tasarlanıyor...

İyi Bir Tabletten Neler Olur?

Bir tablet bilgisayar evdeki hangi cihazların yerine geçebilir?

pembe domates etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pembe domates etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KüçükBahçem'de 2011'in Son Pembeleri

Bu sene yaz geç geldi, erken gitti. Artık Eskişehir'de havalar iyice serinledi, güneş de yüzünü az göstermeye başladı. Dolayısı ile artık domates bitkileri çiçeklenmediği gibi yeşil domatesler dahi kızaramaz oldu.

KüçükBahçem'den en son topladığım pembeler 1kg'dan fazla gelmişti...




Bu pembeleri topladıktan sonra da dallardaki yeşiller bir türlü pembeleşemedi.
Geri plandaki pepinolara da dikkatinizi çekerim




Salkım çerilerim de alacalı kaldı...

Zaten bu sene pembe domates diye diktiklerimin çoğu bir karışıklık nedeniyle salkım çeri çıkmıştı. Bu yüzden de pembe domates üretimim çok az oldu.

Yine de tohumlarından aldım bir sonraki sene için. Yine geçsin sonbahar-kış, gelsin ilkbahar-yaz; yine tohumları çimlendireceğim, yine dikeceğim fideleri KüçükBahçem'e sonra da toplayacağım pembelerimi inşallah.

KüçükBahçem'de, domateslerimin gölgesinde de kalsa geri planda  yetişen patlıcanlarım, altın kirazlarım hatta pepinolarım bile var bir kaç tane de olsa.

Olgunlaşan altın çileklerimin tadı son derece güzel. Marketten aldıklarımdan eksiği yok fazlası var.

Soldaki patlıcan sağdaki ise pepino. Şekli ve desenleri  ne kadar da birbirine benziyor. Acaba pepino mu patlıcana baka baka olgunlaşıyor yoksa patlıcan mı peppinoyu örnek alıyor. Aslında alışık olduğumuz üzere patlıcanın morumsu siyah olması gerektiğine göre belki KüçükBahçem'deki bu patlıcanlar pepinoya benzemeye çalışmışlar diye zannediyorum.

Henüz pepinoları toplamadım ama patlıcanın 3 tanesi 1.3 kg geldi.

Şimdilik KüçükBahçem'den haberler bu kadar, sağlıcakla kalın. Her şey gönlünüzce olsun.
.



veee huzurlarınızda KüçükBahçem'in pembe güzelleri

Bu sene biraz gecikti benim pembe güzellerim. Pek bir nazlandılar pembe yanaklarını göstermek için...


Zaten köyümden pembe domates (sakarı domatesi) fidesi diye getirip diktiğim fidelerin çoğu "küçük" bir karışıklık sonucu salkım çeri çıkmıştı. Allah'tan kendim çimlendirdiğim bir kaç tane pembem vardı da onlar durumu kurtardı. Dediğim gibi bu sene pembe domatesim az olduğu için olanlar da daha bir kıymetli oldu. Gözüne bakıp duruyorum domateslerin, büyüsünler sonra da pembeleşsinler diye. Havaların geç ısınmasından dolayı toprağa geç aktardığım pembeler Eylül ayının ortasına gelmemize rağmen daha yeni yeni kızardılar, daha doğrusu pembeleştiler.

KüçükBahçem'deki ilk pembeleşen pembe domatesimi görüyorsunuz aşağıda. Büyüklüğünü gösterebilmek için ölçek olarak 50TL'yi kullandım. Bu tür işlerde genellikle 1 TL kullanılır ama bende para af edersiniz "çok" olduğu için cebimdeki en küçük para ile ölçekledim. Hem demedik mi bu pembeler pek bir kıymetli diye, şimdi 1 TL kullanmak yakışmaz...


O da olmazsa arabamın anahtarını koyayım ölçek olarak, maksat görgüsüzlük değil mi? (Kıroyum ama para bende)


KüçükBahçem'den topladığım günlük mahsul bir arada.

KüçükBahçem'in ilk pembe güzelleri bir arada. En irisi 511 gr ilk hasat olan 4 tanesi 1223 gr geldi.
Amanın burada 1 TL kullanmışım, gitti karizma.



Pembelerin devamı KüçükBahçem'de, dalında.

Pembe domateslerin tohumlarının nasıl alındığını fotoğraflı anlatımıyla okumak için tıklayınız --> tam buraya <--

Esen kalın.

Pembe Domateslerden Tohum Alma

Başlık "Pembe Domateslerden Tohum Alma" ama aşağıda bahsedeceğim yöntemi diğer domateslerden tohum almak için de kullanabilirsiniz hiç şüphesiz. Buradaki tohum alma ve saklama işlemi pembe domatese özel bir yöntem değil. Zaten domatesler biraz saftır, kendisinin pembe olup olmadığını anlamaz bile. Siz aynı muameleyi tüm domateslere aynen uygulayabilirsiniz.

Neyse lafı çok uzattık. Şöyle irice bir domatesi ekvator bölgesinden ikiye ayırıyoruz. Tam ekvatorda yer alan, bıçağın önüne çıkan bir kaç tohum bu arada kazara telef olabilir. Dert etmeyin, o kadar da olacak artık. Bir çay kaşığı yardımı ile tohum odalarındaki tohumları bir süzeğe/eleğe alıyoruz. Bu arada mis gibi domatesin kokusuna dayanamayıp bir dilim kesip tadına bakmak serbest.


Tohumları fazla ezmeden, sıkıştırıp zedelemeden hafifçe yıkıyoruz. Bu arada domates parçaları, damarlar vs. temizlenmiş oluyor.


Sonra bir şişeye ya da kavanoza su koyup tohumları da ilave ediyoruz. Burada kullanılacak suyun içme suyu ya da dere, kaynak, tulumba suyu olması daha doğrusu klor içeren çeşme suyu olmaması daha iyi olacaktır kanımca. Hadi paranoyaklığı biraz daha abartalım, kavanoz da cam olsun. Plastik pet şişeler kanserojen madde içeriyor, tohumlara bulaşmasınlar.

Kavanozu bir kenarda, oda sıcaklığında 2-3 gün bekletelim. Dikkat ederseniz bazı tohumlar suyun içindeyken çimlenmeye başlamış bile. Anlaşılan fazla gecikmeden kurutmaya geçmek gerekiyor.

Tohumları kurutmak için bir parça pişirme kâğıdının ya da yağlı kâğıdın üzerine döküp yayıyoruz. Yayarken tohumları zedelememeye dikkat ediyoruz. Burada da 2-3 gün iyice kuruyana kadar bekletiyoruz. Kâğıt havlu, bez parçası gibi bir şeyin üzerinde de kurutmaya bırakılabilir fakat tohumlar kururken dokulara yapıştığı için daha sonra çıkarması zor oluyor. Pişirme kâğıdından kurumuş tohumları almak ise çok daha kolay.

Tohumları iyice kuruduktan sonra elimizle nazikçe kazıyarak tohumları kâğıt üzerinden alıyoruz. Bir sonraki sene kullanmak, Pembe Domates Ağı'ndaki ya da başka yerlerdeki meraklılarına dağıtmak üzere kapalı, hava almayacak bir torba içinde güneş ışığından da koruyarak saklıyoruz.

Bu evladiyelik tohumlarla seneye buluşmak, yüksek verimle çimlendirmek ve sonrasında da bol hasat almak dileğiyle...

.

Ramazan Bayramının Ardından KüçükBahçem

Bu sene ilk defa bir kaçamak yapıp bayramda evimizden uzağa, Antalya'nın sessiz sakin bir köşesi olan Adrasan'a gittik. (Gidiş-dönüş ve tatil maceralarımızı ayrı bir yazıya saklıyorum.) Dönüşte KüçükBahçem'i pek bir dolu buldum. Sağolsun komşularımız bahçeyi susuz bırakmamışlar. Susuz bırakmamışlar da, domatesleri biberleri de hiç toplamamışlar. Halbuki taze taze dalından koparıp yeselerdi keşke, KüçükBahçemin güzelliği burada zaten. Yoksa amacımız zaten buradan çokça mahsül kaldırıp pazara çıkarmak değil. Domates, biber paylaşıldıkça güzel...

Susaklar dizi dizi olmuş
Bu sene küçük bir karışıklık sonucunda pembe domates diye diktiğim domates fidelerinin tamamına yakını salkım çeri (cherry) çıktığı için misket gibi domatesler KüçükBahçem'in her yerini sardı...


Salkım çeriler de pek bir arsız çıktı birader. Bahçedeki tüm bitkileri sardı, bahçenin tamamını kapladı neredeyse.

İsrail domatesine rakip: Pembe domates!

Habertürk'ün 22 Ağustos 2011 Pazartesi, 16:26:15 tarih ve zamanlı bir haberini paylaşıyorum.
Ben de bir Pembe Domates Ağı üyesi ve dolayısı ile kendi çapında naçizane tohum dağıtıcısıyım...

Konuyla ilgili diğer yazılarım için bakınız:



Yerli ürün pembe domates, son yıllarda yine gözde hale geldi!
İsrail domatesine rakip: Pembe domates!

Anadolu topraklarında asırlardır yetiştirildiği bilinen ancak üretimi azalan yerli ürün pembe domates, son yıllarda yine gözde olurken, doğal ürün olması dolayısıyla İstanbul'da kilosunun 10 liraya ulaşan fiyatlardan satıldığı bildirildi.

Alınan bilgiye göre, ince kabuklu, kendine has kokulu, etli ve Türk damak tadına sahip oldukça lezzetli olan pembe domates, Anadolu'nun yerli ürünleri arasında yer alıyor.

Özellikle yaz aylarında yetiştirilen bu ürün, üretiminin azalması nedeniyle yıllardır kırsal alanda yaşayanlar tarafından az miktarda üretilip, tüketiliyor.

Raf ömrünün kısa olması nedeniyle pazar ve marketlerde fazla yer verilmeyen pembe domates, son yıllarda gözde olurken, vatandaşların fazla talep etmesiyle pazar yerlerinde daha çok satılmaya başlandı.

Tarla domateslerinin Ramazan ayında, ortalama 1 liradan satıldığı Bursa'daki pazarlarda pembe domatesler, kilosu 4 liraya varan fiyatlardan alıcı buluyor.

Yalova Ziraat Odası, yerli tohumdan üretilen pembe domatesin il genelinde yaygınlaştırması için çalışma başlatırken, bu yıl 20 bin kök fidenin dikimini gerçekleştirdi.

Yalova Ziraat Odası Başkanı Şaban Beşli, Yalova'nın dağ köylerinden buldukları pembe domatesin daha fazla üretilmesi için yoğun çalıştıklarını belirterek, üretilen domateslerin dolgun fiyatlarla pazarlandığını anlattı.

Pembe domatesi iyi tarım uygulamalarıyla üretmek istediklerini belirten Beşli, şunları kaydetti:

''İsrail'in hibrit tohumundan üretilen domatesine karşı Yalova'nın pembe domatesini yetiştiriyoruz. Türk halkı, daha lezzetli olan kendi yerli ürününü tüketmeli. İsrail tohumları yüzünden domatesimizin kalitesi bozuldu.

Domateslerin sadece yazın tüketilmesi için harekete geçtik. İnsanlar, Osmanlı'dan kalma doğal ürünümüzü tüketsin istiyoruz. Yalova'nın bazı köylerinde yetişen pembe domatesler, İstanbul'da satılıyor. İstanbul'un pahalı yerlerinde kilosunu 10 liradan sattıklarını söylediler. Daha çok üretilirse, daha ucuza tüketilebilir. Biz bu konuda kararlıyız.''

PEMBE DOMATES AĞI...
Yalova'daki gibi birçok yerleşim biriminde pembe domatesin üretimiyle ilgili çalışma yapılırken, bu yerli ürünü yaşatmaya, daha fazla kişiye ulaştırma çabasında olan kişilerce de Pembe Domates Ağı (PDA) kuruldu.

İnternette yer alan, ülkedeki doğal pembe domatesleri, kentlerde, evlerinin balkon ve bahçelerinde doğal tarım yöntemleriyle yaşatmaya çalışanların oluşturduğu toplumsal bir ağ olan PDA'nın üyeleri, tohumları parayla satmıyor, yaygınlaşması için ağa katılanlarla paylaşıyor.

Ağı kuranlar, ilk kez 2005 yılında tanıştıkları pembe domatesi beğenmeleri ve Anadolu ürünü olduğunu öğrenmelerinin ardından, tohum elde ederek harekete geçiyor.

Önce tohumları paylaşan kurucuların oluşturduğu ağa, ilk başta 5-10 kişi katılırken, bu yıl itibarıyla üye sayısı 2 bin 500'e kadar ulaşıyor.

Ağ üyeleri, kendi yetiştirdikleri pembe domateslerle ilgili hikayelerini, yakaladıkları lezzeti, üretimde yaşadıkları zorlukları ve sevinci paylaşarak, ürünün yaygınlaşmasında önemli rol oynuyorlar.

Yerli ürünlerin korunmasından yana olan PDA'nın manifestosunda şunlar yazıyor:

''Bizler, 2006'da bu ülkenin ürünü olan ve gelecek kuşaklara miras bırakılması gereken doğal tohumlara, nesli kurumaya yüz tutan, leziz pembe domatesler üzerinden sahip çıktık. Onları, 2007 ve gelecek yıllarda da evlerde, balkonlarda, bahçe ve tarlalarda, temiz toprak ve doğal yöntemlerle yetiştirmeye azimliyiz.

Bu domatesleri aynı renk, aynı güzel koku, aynı lezzet ve aynı doğallıkta sürdürebilmesi için elde ettiğimiz tohumları çocuklarımıza ve gelecek kuşaklara aktarmakla sorumluyuz. Bunun için kendi aramızda yardımlaşırken tohumlarımızın genetiği ile oynanmaması, terminatör teknolojiler eliyle endüstriyel hale gelmemesi için pembe domates ağının genişlemesine çalışacağız.''


Peppinolar ve Altın Çilekler de Göründü

Bu sene KüçükBahçem'de geleneksel domates-biber-patlıcan üçlüsünün yanı sıra değişik bir şeyler de deneyeyim diye Peppino ve Altın Çilek de dikmiştim. Takip edenler bilecektir; Altın Çilekleri marketten aldığım çileklerden birinden elde ettiğim tohumlardan kendim çimlendirmiştim. Peppinoları ise İstanbul'da Mısır Çarşısı'nın yanındaki tohumculardan fide olarak almıştım.

Şimdi bunlar KüçükBahçem'de büyüdüler ve hatta meyveye durdular.





Yukarıdakiler peppinolarım. Süs kabağı, domates ve patlıcanların arasında biraz gölgede kaldılar, bu nedenle gelişimleri biraz yavaş olsa da iki üç tane meyvesini görmüş olduk.

Aşağıdakiler de altın çileklerim. KüçükBahçem'dekilerin yanısıra yer kalmadığından birisini saksıya dikmiştim. Onda da meyveler var, inşallah yemek de nasip olur.

 

Meraklısı için henüz kızarmamış pembe domateslerim ve...

ve KüçükBahçem'in genel durumu.
 
Susaklar nasıl olmuş? KüçükBahçem'in üstünü aydınlatma ampulü gibi sardılar. Kaç tane olduğunu sayabilecek var mı?


Şimdilik haberler bu kadar, BabaMonk KüçükBahçem'den bildirdi...

Esen kalın...
.

KüçükBahçem'de dikim zamanı (2011 sezonu)

Bu sene hava bir türlü ısınamadı, bu aralar (Haziran'ın 1'indeyiz) bile hemen hemen her gün yağmur yağıyor. Bu nedenle fidelerin toprağa kavuşması gecikti.

Aşağıdaki fotoğrafta, geçen seneki pembe domateslerimden almış olduğum tohumlardan çıkan fideleri görüyorsunuz. (Aynı tohumlardan Pembe Domates Ağı'ndan tohum isteyen pembe domates severlerine de göndermiştim, umarım onlarınkiler de çimlenmiştir.) İlk önceleri Ocak-Şubat ayı gibi evde mini seramda çimlendirmeye çalışmıştım (tıklayınız) Fakat nedense ev ortamında suni ışık ve ısıtma ile pek başarılı olamadım. Tohumdan çıkan filizler hızlı büyüyüp sonra da zayıf kalıp öldüler. Bir iki kez böyle denedikten sonra havaların biraz olsun ısınması ile dışarıya, KüçükBahçem'e çıkarttım viyolleri. Bu sefer tohumlardan çıkan filizler doğal güneş ışığı altında daha güçlü çıktılar ve çabucak yapraklandılar.

Bir hafta sonra da şu büyüklüğe ulaştılar:


Kapı önünde filizlenen çimler toprağa aktarılacak kadar olunca daha önceden hazırlamış olduğum (tıklayınız) KüçükBahçem'e diktim.

Toprağa aktarılabilecek kadar büyümüş ve köklenmiş bir fasulye çimi


Artık pembe domateslerimi, sırık domatesleri, biberleri, bir kaçtane de patlıcanı viyollerden toprağa aktardım. Hatta arada bir tane de geçen seneden kendiliğinden toprağa karışmış sırık cherry domatesi çıkarak bize sürpriz yaptı. Ben evde o kadar uğraşmama rağmen başarı oranım düşüktü ama doğal ortamında benim bir etkim olmadığı halde bir domates yolunu bulup çıkmış. Ne demiştik, "yaşam bir şekilde yolunu bulur."

Bu sene, geçen seneden çıkarmış olduğum dersler ışığında (Bakınız: "Küçük bahçemde bir yılın ardından..." başlıklı yazım) çimleri sık dikmedim. Sık olunca birbirlerini gölgeledikleri için verim düşük oluyor hem de aralarına girip toplaması zor.

Can suyunu OğulMonk'la birlikte verdikten sonra artık Allah'a emanet ettik. 

Daha toprağa aktarmadığım viyollerde sırasını bekleyen altın çileklerim de var. Biraz daha büyüsünler onları da toprağa vereceğim :) Burada fotoğrafı çektikten daha sonra diktiğim için görünmeyen 2 tane de peppino fidem var. Bu sene bir de peppinoyu deneyeceğim. Fidelerini İstanbul'da Mısır Çarşısı'nın hemen yanındaki tohumculardan aldım.

Ben KüçükBahçem'e 8-10 tane domates biber diktim diye seviniyorum köyüm Mayıslar'da geçen hafta sonu bir tarlaya yüzlerce belki de binlercesini diktik. (Diktik demek biraz haksızlık oldu farkındayım, ben sadece 30-40 tane diktim)


Allah tüm çiftçilerimize verimli hasatlar, sağlıklı ürünler ve bol kazançlar nasip etsin.

Domateslerim hasta oldu :(

İlk önceleri güneşten dolayı kavruldu zannetmiştim ama galiba hastalandılar domateslerim. Yaprakları kurudu, meyve vermemeye başladılar. Sebebini bilmiyorum. Belirtiler aşağıdaki fotoğraflardaki gibi.





Domateslerde de lekeler var.


Nazar değdi herhalde küçük bahçeme. Nedenini ve çözümünü bilenler lütfen yorum bıraksın.

Esen kalın.

Bahcede Haftasonu...

Bu hafta sonu cevizler yerinde duruyor mu, sincaplar hepsini topladı mı diye bakmaya ve bu sıcaklarda susuzluktan ölmesin diye sulamaya Mayıslar'daki bahçeme gittim yine. Havalar çok sıcak olduğu ve Ramazan ayında olduğumuz için büyük sıkıntı çekmemek için sahurun serinliğinde düştük yola. Bir saatte varıyoruz bahçeye. Her zamanki gibi zeytinlerimi damacanalarla ve cevizleri de jeneratör+dalgıç pompa düzeneği ile suladık annemle beraber.

Ah şu sincaplar yine yemişler cevizlerimi, çok azını bırakmışlar bize. Biz de bir dahaki gidişimizde bunları da bulamayız diye daha vakti gelmeden kalanları toplamak zorunda kaldık. Yaklaşık 3 kg geldi sağlamları. Bu sincaplara (belki de kuşlara) bir çözüm bulamazsam bizim bu bahçeden ceviz yiyeceğimiz pek mümkün görünmüyor maalesef :(


Dönüşte yine yakalandık bizim akrabalara ve yine ısrar ettiler bahçelerinden domates biber toplamamız için.

Günlük mahsülüm

Hemen hemen her gün mahsul alıyorum küçük bahçemden; ama az ama çok. Dalından kopardığım, taze taze soframa koyduğum domatesin, biberin tadı bambaşka. Gerçek tatlarını alıyorum yediklerimin. Hele hanım, ayıptır söylemesi,  patlıcanla geçen gün bir karnıyarık yaptı amman amman, nefisti...

Günlük hasılat (muz marketten, araya karışmış)

İki gün ara verdikten sonra topladım, net 3820gram
Pembe domateslerin kokusu da tadı gibi bir başka oluyor.


2010 sezonu ilk domateslerim

Bu sene bahçemin ilk domateslerini dalından koparıp tadına baktım nihayet.




Bunlar sırasını bekliyorlar, salkım salkım...






oops, bunlar köyden geldi; araya karışmış :)

Cherryler çok lezzetliydi de galiba diğerlerini biraz erken koparmışım, hafif ekşi gibiydi.

Her şey gönlünüzce olsun, bol hasatlar.

.


Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-